Hücuma yarım saat kala, Yürümek üzere iken karşıki tanka, Konserler başlamak üzereyken yine... O genç savaşçıya Evden bir haber ulaştı Gelen küçük, mavi, üçgen bir zarftı ...Sanki burda değilmişsin gibi, O elyazısı, sevdiğinin mi? Belki annen yazıyordur, belki baban... Ama nedir bu olan biten? Hücumdan önce Acele mi ettiler zarfı vermekte Önce şöyle yazılmış: "Kusura bakma geç haber verdim, Seni bekleyemedim." - Hepsi bu, boş sayfanın kalanı Aşağıda biryerde not: "Uzaklara gidiyorum, Sen savaşını yap, özür dilerim üzdüysem" İlk patlamayla birlikte Genç haykırdı kederle "Postacı, ne bu bana verdiğin" Ölüme bir dakika kala Bu üçgen mektupta Ciğerimi sen deldin Siperden bir adım attı Elinde makinalı Şarapnellerden sakınmadan Suroy’daki savaşta Toprakla kucaklaştı Rüzgar dağıttı, mektuptan ardakalanları
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2011