Tören alanında, içtimada, Kışlada, her gün nöbette, Meçhul, ama madalyaya namzet, Vatani görevini yapıyor yiğit asker. Nereden eserse essin Kasırga ve deli rüzgar, Nöbettedir, keşiftedir o Yirmi dört saat. "Saa-sol, saa-sol, tüü-fek oom-za.., Koşar adım - yerlerinize". Bense bekliyorum ayakta. Biir-ki, biir-ki - yaşamımız tekdüze. Eğitim zor, lakin bu şekilde Savaş rahat geçer. Düşman kırarsa, kadınlar göz yaşı döker, Topa mermi yerleştir. Uğraştan önce - asude, saldırırken - acımasız, Savaştan sonra ise şefkatliyim ben.                                        
* * *
Peki biz askerlerin suçu ne, Toplarımızın üzeri örtülü değilse? Meselelerin hallini düşman tayin ederken, Savaşsız ve kavgasız sıyrılmak ne mümkün. Bana kalsa, ne topu, ne obüsü Doldurmaya elim varmazdı, Atış alanına bile gitmez, Çocukların yılbaşı ağacını süslerdim. "Saa-sol, saa-sol, tüü-fek oom-za.., Koşar adım yerlerinize". Bense bekliyorum ayakta. Biir-ki, biir-ki - yeise mahal yok. Eğitim zor, lakin bu şekilde Savaş rahat geçer. Omuz silkme, eğer bizimkiler sıkıntıda ise, Vurulanı kırılanı çek çıkar. Uğraştan önce - asude, saldırırken - acımasız, Savaştan sonra ise şefkatliyim ben.
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2015